Yaygın gelişimsel bozukluklar,gelişimin değişik alanlarında ortaya çıkan ciddi ve kalıcı bozukluklardır. Karşılıklı sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin zayıflığı , stereo tipik davranışlar,sığ ilgi dağarcığı şeklinde kendini gösterir.
Otizm bireyin dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıp kendine özgü iç dünyasında yaşıyor olması durumudur. Otistik çocuklar , çevresindekilere ve burada olup bitenlere ilgisiz bir görünümdedir. Tepkileri ve davranışları çevreden gelen uyaranlardan çok kendi iç uyaranlarına göre biçimlendiğinden çevre tarafından tuhaf,acayip olarak değerlendirilirler. Dış dünyada ilk olarak nesnelerle iletişim kurar,ilgilenirler.
Motor becerilerin gelişimi genellikle normaldir. Bu çocuklarla göz göze gelindiğinde bakışları sanki baktığı insanın ötesine geçer,camdan dışarı bakar gibidir. Yersiz duygusal tepkiler (ağlama,gülme vb.) gösterirler. Heyecanın yanı sıra kendini ısırma,kafasına vurma gibi agresif hareketler de olabilir.
Otistik bozukluğun temel belirtileri; sosyal ilişkilerin gelişiminde belirgin anormallik ve ya bozuklukla birlikte aktivite ve ilgi dağarcığında belirgin sınırlılığın olmasıdır. Yaşına uygun akran ilişkisi kuramaz. Bu bozuklukta hem sözel hem de sözel olmayan beceriler yaygın bir biçimde etkilenmiştir. Otistiklerde dil gelişimi , konuşmanın hiç olmaması ile normale yakın düzey arasında değişmektedir. Konuşan otistik çocuklarda bile diğer çocuklar ya da insanlarla konuşmayı başlatma ve sürdürmede belirgin gerilik vardır. Dili anlama ve kavramada da bozukluk vardır. Bu,basit sözel direktif ve şakaları anlayamama ile kendini gösterir. Konuşma gecikir. Başlangıçta dili iletişim için kullanmazlar. Müzikal ton,ekolali,anlamsızlık dikkati çeker. Zamirleri ters kullanırlar (ben yerine sen derler). Kendilerinde 3. Tekil şahıs gibi bahsederler. Reklam,şarkı,şiirleri çok iyi ezberlerler ve gereksiz yerde kullanırlar. Oyunlar stereotipiktir. Bir oyuncağı saatlerce ileri geri sürerler. İmgesel ya da toplumsal taklitlere dayalı oyunları kendileri oynamazlar. Oyunları mekanik bir şekilde oynarlar. Alışılmış olan şeylerin ve çevredeki ayrıntıların değişmesine (evdeki eşyaların yer değiştirmesi gibi) direnç gösterebilirler. Kendi etrafında dönme çok sık görüldüğü gibi dönen eşyalara ilgileri büyüktür. Amaçsız yinelenen davranışlar sık görülür: İki yer arasında gidip gelme,koşma,kollarını kanat gibi çırpma. Koklama dokunma gibi davranışlara karşı özel bir ilgi görülebilir. Sıklıkla korku,fobi,uyku ve yeme bozuklukları,saldırganlık gibi çeşitli sorunlar gösterirler. Kendini yaralama ağır zeka geriliği olan çocuklarda sık görülür.
TEDAVİ:
Otizm; biyolojik nedenlere dayandırılmasıyla tedavi için bir takım ilaçlar kullanılmıştır. Ancak bunun çok fazla bir etkisi görülmemiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda en iyi tedavinin “eğitim” olduğu görüşü benimsenmiştir.
Otistik çocukların eğitiminde “davranış değiştirme modeli” ne dayalı eğitim programları kullanılmaktadır. Bu model operant koşullanma ilkelerine dayanmaktadır.
Operant koşullanma tekniklerinin temel alındığı davranışçı modelde ise; aşağıdaki basamaklara önem verilmektedir.
1-) Öncelikle çocuğun var olan potansiyeli belirlenir ve hangi alanlarda beceri eksikliğinin olduğu saptanır.
2-) Beceri eksiklilikleri belirlendikten sonra bu beceriler kendi içinde alt basamaklara ayrılır.
3-) Alt basamaklara ayrılan beceriler tek tek uygun programlar içinde geliştirilir.
4-) Çocuğun verdiği olumlu tepkiler pekiştirilir.
Otistik çocukların eğitimlerinde öncelikle öğretilmek istenen ya da ortadan kaldırılmak istenen davranış belirlenmektedir. Gözlenen olumsuz davranışların sıklığının azaltılması ya da olumlu davranışların öğretilmesi ve kalıcı olabilmesinde de yardım ve ödül gibi teknikler kullanılmaktadır.